Ve Bilim Cevaplıyor: Sınavlara Bir Gün Önceden Hazırlanmak Neden İşe Yaramaz?
Sınavlara, sınavın bir gün öncesinden hazırlanan kişilerin genelde neden başarısız olduğuna bilimin bir cevabı var.
Yapılan bir ankete katılan öğrencilerin %99’u, sınav hazırlıklarını bir gün öncesine sıkıştırdıklarını kabul etmişler. Öğrenciler arasında sınava bir gün önce ya da saatler kala hazırlanmanın, çalışılan konuların hafızaya daha iyi kazınmasını sağladığı inanışı vardır. Fakat hafıza biraz detaylı incelendiğinde ortaya bambaşka bir sorun çıkıyor.
Hafıza ile ilgili yapılan araştırmalar şöyle bir sonuç ortaya çıkarıyor: Çalıştığımız konulara aşina olmakla onları öğrenmiş olmayı aynı şey zannediyoruz. Fakat unuttuğumuz nokta şu ki aşina olmakla bilgiyi hatırlamak aynı şeyler değil.
Örneğin bir konuya 6 saat boyunca çalışmakla onları öğrenmiş olduğumuzu sanıyoruz. Edinilen her bir bilgi, insanda aşinalık duygusu yaratır. Her şeyi kısa sürede öğrenme çabası, algımızda ‘bunu daha önce görmüştüm ben’ hissinin oluşmasına sebep olur fakat o bir şeyin tanıdık gelmesi, öğrendiğimiz o şeyi gerektiği zamanda hatırlayacağımız anlamına gelmiyor.
Beynimizin farklı bölgeleri, hafızamızı da farklı türden destekler. Mesela çalışma notlarınıza baktığınızda, beyninizin görsel korteks gibi duyusal alanlardan bilgi akışı yoluyla tanıma durumu oluşur. Hatırlamaysa beynin farklı alanlarında meydana gelir. Hafızanızda bulunan bilgiyi tekrar aktif hale getirmek için temporal lob ile frontal korteksin koordineli olması gerekiyor. Saatlerce çalışıp notlarınıza sürekli olarak göz gezdirdiğinizde, görsel korteksiniz notlarınızı akıcı bir şekilde işlemden geçiriyor fakat bu, beyninizin ihtiyaç duyduğunda öğrenileni tekrar hatırlayacağı anlamına gelmez. Kişinin düşünme süreçlerinin farkında olması, bu süreçleri kontrol edebilmesi yeteneğine üstbiliş denir.
Yapılan bir ankete katılan öğrencilerin %99’u, sınav hazırlıklarını bir gün öncesine sıkıştırdıklarını kabul etmişler. Öğrenciler arasında sınava bir gün önce ya da saatler kala hazırlanmanın, çalışılan konuların hafızaya daha iyi kazınmasını sağladığı inanışı vardır. Fakat hafıza biraz detaylı incelendiğinde ortaya bambaşka bir sorun çıkıyor.
Hafıza ile ilgili yapılan araştırmalar şöyle bir sonuç ortaya çıkarıyor: Çalıştığımız konulara aşina olmakla onları öğrenmiş olmayı aynı şey zannediyoruz. Fakat unuttuğumuz nokta şu ki aşina olmakla bilgiyi hatırlamak aynı şeyler değil.
Örneğin bir konuya 6 saat boyunca çalışmakla onları öğrenmiş olduğumuzu sanıyoruz. Edinilen her bir bilgi, insanda aşinalık duygusu yaratır. Her şeyi kısa sürede öğrenme çabası, algımızda ‘bunu daha önce görmüştüm ben’ hissinin oluşmasına sebep olur fakat o bir şeyin tanıdık gelmesi, öğrendiğimiz o şeyi gerektiği zamanda hatırlayacağımız anlamına gelmiyor.
Beynimizin farklı bölgeleri, hafızamızı da farklı türden destekler. Mesela çalışma notlarınıza baktığınızda, beyninizin görsel korteks gibi duyusal alanlardan bilgi akışı yoluyla tanıma durumu oluşur. Hatırlamaysa beynin farklı alanlarında meydana gelir. Hafızanızda bulunan bilgiyi tekrar aktif hale getirmek için temporal lob ile frontal korteksin koordineli olması gerekiyor. Saatlerce çalışıp notlarınıza sürekli olarak göz gezdirdiğinizde, görsel korteksiniz notlarınızı akıcı bir şekilde işlemden geçiriyor fakat bu, beyninizin ihtiyaç duyduğunda öğrenileni tekrar hatırlayacağı anlamına gelmez. Kişinin düşünme süreçlerinin farkında olması, bu süreçleri kontrol edebilmesi yeteneğine üstbiliş denir.
Post a Comment